Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, müze yapılmak üzere Kültür ve Turizm Bakanlığına devredilen Diyarbakır Cezaevi’nde incelemelerde bulundu. Bakan Bozdağ, incelemenin akabinde cezaevinin kapısına kilit vurup, anahtarı Bakan Ersoy’a teslim etti.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan’a Diyarbakır programında eşlik eden Adalet Bakanı Bozdağ ile Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katıldığı toplu açılış merasimi öncesinde müzeye çevrilmek üzere Adalet Bakanlığından Kültür ve Turizm Bakanlığına devredilen Diyarbakır Cezaevi’ni ziyaret ederek, incelemelerde bulundu. İncelemenin akabinde açıklama yapan Bakan Bozdağ, cezaevinde yaşanan olayların Türk demokrasi tarihine geçen kara bir leke olduğunu belirterek, “Bugün Diyarbakır Cezaevi’nin kapısına kilit vuruyor ve böylece bir periyodun daha makus anılarıyla, hak ihlalleriyle anılan bir yeri kapatmış, kapısına kilit vurmuş oluyoruz. İnşallah bundan sonra geçmişten ders alan ve geleceğe daha yeterli hazırlanan bir Türkiye için burası bilim, kültür ve bir ibret ve güzellik merkezi olarak Diyarbakırlılar başta olmak üzere aziz milletimize hizmet edecektir” dedi.
- TIKLAYIN | Erdoğan’dan Demirtaş’a: Şu anda Edirne Cezaevi’nde olan zatın Kürtlükle alakası var mı, yok, bu adam Kürt değil
“İşkence ve berbat muamele konusunda sıfır tolerans uygulamasını hayata geçirdik”
Bakan Bozdağ, yeni periyotta de demokratikleşme, insan hakları ve hukukun üstünlüğü konusunda kıymetli ıslahatlara imza atmaya devam edeceklerini söz etti. Diyarbakır Cezaevi’nin de kapatılmasıyla Türkiye’de berbat muamele ve azap üzere olaylarla anılan cezaevi kalmadığını vurgulayan Bozdağ, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Bugün burada bu yerin kapısına kilit vurmak suretiyle Türkiye’de geçmişte makûs anıların ve hak ihlallerinin merkezi olmuş yerlerden birinin daha kapısına kilit vurmanın erdem ve onurunu yaşıyoruz. Bildiğiniz üzere daha evvel Yassıada mahkemelerinin yapıldığı ve ülkemizin seçilmiş başbakanı ve bakanlarının idamına giden süreçlerin ve onların cezaevi periyotlarının yaşandığı o büyük cinayete ait hadiselerin bulunduğu alanı da biz ‘Demokrasi ve Özgürlükler Adası’ yaptık ve oranın da kapısına hem kilit vurduk, hem büyük bir anı merkezi, hatıra merkezi ve demokrasi tarihimiz, özgürlükler bakımından da kıymetli bir yer haline getirdik. Daha evvel yeniden Ulucanlar Cezaevi, Diyarbakır Cezaevimiz üzere berbat anılar ve hak ihlalleri ile anılan bir yerdi. Oranın da kapısına kilit vurduk. Daha sonra orayı da anı müzesi haline getirdik. Türkiye’de son 20 yıl içerisinde pek çok insan hakları ve demokratikleşme istikametinde tarihi adıma imza attık. İnanılmaz hal idaresini bu periyotta kaldırdık. İnkar ve asimilasyon siyasetlerine bu periyotta son verdik. Ana lisanlar, mahallî lisan ve lehçeler üzerindeki baskı ve yasakları bu devirde kaldırdık. İnsan hakları konusunda kıymetli adımlar attık. Azap ve berbat muameleye vakit aşımı uygulanmayacağını maddelerimize geçirdik ve azap ve makus muamele konusunda sıfır tolerans uygulamasını bu periyotta hayata geçirdik. İnşallah bu kapanan cezaeviyle de geçmişte makus muamele ve hak ihlalleri ile anılan Türkiye’de aktif halde bulunan rastgele cezaevi de kalmayacaktır.”
“Tüm bunlar Cumhurbaşkanımızın iradesiyle oldu”
Kötü muamele ve azap ile anılan cezaevlerinin kapılarına kilit vurulması ve buraların anı merkezi haline getirilmesi konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür eden Bakan Bozdağ, “Cumhurbaşkanımıza bu bütün değişiklikleri ortaya koyma iradesi ve kararlılığından ötürü şükranlarımı sunuyorum. Gerek Yassıada’nın Demokrasi Özgürlükler Adası olması, gerekse başka adımların atılması, gerekse bugün burada hak ihlalleri ve berbat uygulamalarıyla anılan Diyarbakır Cezaevi’nin kapısına kilit vurulması Sayın Cumhurbaşkanımızın iradesiyle olmuştur. Şahsım ve aziz milletimiz ismine, Diyarbakırlılar ismine ben de Sayın Cumhurbaşkanımıza şükranlarımı sunuyorum” dedi.
“Cezaevinin kapısına kilit vuran bir Adalet Bakanı olmanın erdemi bana yeter”
Diyarbakır Cezaevi’ndeki incelemelerin akabinde kapıya kilit vuran Bakan Bozdağ, anahtarı Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy’a teslim ederek, “Ben kapıya kilidi taktım. Cezaevinin kapısına kilit vuran bir Adalet Bakanı olmanın onuru bana kâfi. Bundan sonra daha hoş anılmasını sağlayacak pahalı Kültür Bakanımızdır. Ben anahtarı da kendisine emanet ettim. Artık bu anahtar cezaevi müdürlerinin, infaz muhafaza memurlarının eliyle değil, anı müzesi sahiplerinin, kültür elçilerinin, düzgünlük ile yarışanların elinde olacaktır. Ben sayın bakanımıza büyük bir onurla bu türlü bir kapıya kilit vurmanın heyecan ve gururuyla anahtarı teslim ettim. Bundan sonra kelam de, icraat de onun” diye konuştu.
“Cezaevini bir bilim ve kültür yuvası haline getiren bir bakanlık olma onurunu yaşayacağız”
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Bakan Bozdağ’dan anahtarı teslim alarak, geçmişte yaşanan kusurlardan ders alınması gerektiğini vurguladı. Cezaevini kültür ve bilim yuvası haline getiren bakanlık olmaktan onur duyduğunu aktaran Bakan Ersoy şöyle konuştu:
“Geçmişteki yanlışlarımızdan, yanlışlarımızdan ders çıkarmalıyız ve gelecekte bunları tekrarlamamak içinde hatırlamamız gerekiyor. O yüzden burası tekrar planlanırken aslında anı müze olarak planlanacak lakin cazibe noktası haline gelmesi için kültürel etkinliklerle, kültürel noktalarla da canlandırılacak. Kıymetli olan başta Diyarbakır olmak üzere vatandaşların birçok sebepten ötürü burayı tertipli olarak ziyaret etmeleri ve her ziyarette geçmişte yapılan yanlışları görüp ders çıkarmaları temel alınıyor. Evvelden girilmesi yasak olan, girilmesi çok sıkıntı olan, girdikten sonra da çıkması çok sıkıntı olan bir yerdi. Artık girilmesi de çıkması da kolay olan, halkla bütünleşen bir merkez haline gelecek. Cumhurbaşkanımız çok değerli bir adım atıyor. Adalet Bakanımızın da belirttiği üzere Bekir Bozdağ cezaevi kapatan bir bakan olma onurunu yaşıyor. Biz de cezaevini bir bilim yuvası, kültür yuvası haline getiren bir bakanlık olma gururunu yaşayacağız inşallah.” (İHA)